Ablası Adana kız lisesini, kendisi İstanbul’da yatılı olarak Çamlıca kız lisesini kazandı. Kazandığı okul Hababam sınıfının çekildiği binaydı. O dönemler sınav sistemi değiştiği için üniversite sınavı istediği gibi geçmedi. İlk 15 tercihinin hepsinin Tıp fakültesi olmasına rağmen son tercihi olan ODTÜ’yü kazandı. Orada da yurtta kaldı. Okul hayatı boyunca devletin hep desteğini gördü ve bu ona, başarılı insanlara destek olunması gerektiğini aşıladı, geleceğe bakışını şekillendirdi.

Elektrik Elektronik Mühendislğinde de hep onur ödülüne layık görüldü. ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Fakültesini bitirdi. Eşi ile yolları 90’lı yılların başında kesişti. Sultan Tepe, Ankara’da bir gıda markasında fabrika müdürlüğü, eşi Hasan Tepe ise resim yaparak geçimini sağlıyordu. Ancak kafalarında hep ‘bir şeyler yapmak lazım’ fikri dolaşıyordu. Hasan Tepe, zaman zaman İhracatı Geliştirme Merkezi’ne (İGM) giderek talepleri inceliyordu. Hasan Tepe bu talepleri eve de getiriyor ve eşi Sultan Tepe ile birlikte bakıyorlardı. Derken bir gün getirdiği yeni bir talepte, istenilen ürünün İngilizce ‘clips’ olduğu yazıyordu. Birkaç farklı düğme bularak zarfın içine koydular ve talep eden adrese gönderdiler. Bir süre sonra firmadan bir cevap geldi ve yazıda ‘clips’ kelimesinin bir başka anlamının da kumaş kırpıntısı olduğunu ve kendilerinin de kot kırpıntısı talep ettiklerini yazıyordu. Bunun üzerine herhangi bir beklentileri olmadan birkaç kot kırpıntısı temin edip tekrar aynı adrese gönderdiler. Gelen cevapta gönderilen numunenin onaylandığı ve 20 ton sipariş geçtikleri yazıyordu, üstelik almak istedikleri fiyatı da eklemişlerdi. Kot parçaları özel bir kâğıt yapımında ve otomotiv alanında yalıtım keçesi imalatında kullanılıyordu. İşte bu onlar için adeta hayatlarının kırılma noktası oldu.